Merdivenin tepesinde başını, tavanla bir hizaya geldiğinden, bir an geri tuttu:
-Takma kafanı, dedi. Aldırma sen bana. Bırak surat asmayı.
Başı görünmez oldu ama, alçalan sesinin tekdüze homurtusu merdiven boşluğunda gümbürdüyordu:
-İçine dert olmasın
Acı gizemi aşkın
Bak, Fergus arabasını
Sürmekte doludizgin.
Stephen’ın bakmakta olduğu merdiven başından denize doğru uzanan ormanların gölgesi sabah sessizliğinde uslu uslu kımıldandı. Kıyıda da, açıkta da su ayna gibi aklaştı, tez canlı ayakların hafif tepmeleriyle depreşti. Karanlık denizin aydınlık koynu. İkişer ikier kucaklaşan vurgular. Harp tellerini kucaklaşan akorları kaynaştırarak çalan bir el. Kabaran denizin karanlığında titreşen karınmış dalga akı sözcükler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder