Çoğullama



 Biz kadınız, bilmeden seviyoruz bu kedileri 
Seviyoruz, bir sevilme içgüdüsüyle
 Bu bizim yüzümüzde ufacık çizgiler oluyor - acaba? 
Evet, çok değil konuşurken düzeltiyoruz 
Orayı burayı topluyoruz, yeriyse çocuklarımızı öpüyoruz 
Ama biliyorsunuz ki gene de
 Hepimiz, işte hepimiz 
Bitmenin, tükenmenin yorgunluğu içinde. 
 Gözler mi? 
Tavana dikili, hayır, pencereye 
Yağmalar, sürgünler, yangınlar içinde 
Çünkü bu boşluk; tüneller, çukurlar, kapkacak ağızları
Mağaralar, denizler, gökyüzleri değil de
 Bu boşluk, o bir türlü dolduramadığımız, o
 Orman, dağ, kısacası evrenle. Biz bu lavanta kokularını bilmeden taşıyoruz
 Biz bu tavana bilmeden eski rengine boyuyoruz 
Bu bizim terliklerimizde ufacık güller oluyor - acaba? 
Evet, çok değil, onları bilmeden hoşa gideriyoruz 
Sormayın, ama sormayın, bilmeden aralık tutuyoruz kapılarımızı 
Bilmeden bekliyoruz, bilmeden uyuyoruz sabahlara değin 
Kim bilir, belki de biz 
Tanrısıyız en olunmaz şeylerin. 
 Bu bizim en düzenli hareketimiz: olmak 
Asılıp kalmışız sokak fenerlerine 
Asılıp kalmışız öyle, görenler bizi görüyor 
Görenler bizi görüyor ve gidip geliyoruz dikkatle
 Doğrusu, niye saklayalım, hepimiz bunu yapıyoruz
Ama biz yaşıyorken de bunu yapıyoruz sadece 
Cansız 
Ve gidip geliyoruz dikkatle. 
 Biz bu kendimizi boşuna soruyoruz kendimize 
Boşuna asıyoruz onları, boşuna öldürüyoruz
 Bu bizim gözlerimizden ufacık şeyler geçiyor 
acaba?
 Evet, çok değil, bakışırken düzeltiyoruz
Biz ne garip şeyleriz ki; doluyuz, bazıyız, avuntuluyuz 
Ve bizim en güzel öldüğümüzdür bu: yaşamak
Ben biliyorum, yalan mı, siz de biliyorsunuz 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder