Şizofren Aşka Mektup



-Bir şizofrendim artık, yalanlar söylüyordum, hem sana hem de ona...kendimi tanıyamaz olmuştum.Hangisi bendim?içimdeki, o güzelliğiyle dünyayı elde etmeye kışkırtılmış, karanlık ve ilgi tutsağı kadın mıydım; yoksa uğruna hayatından vazgeçmeye hazır olduğu aşkına mahkum, ezilmiş, kapılarda bırakılmış, verdiği güven ve taşıdığı masumiyetle sana cazip gelmeyen o sevdalı kadın mı? İkisi de olmak istemiyordum.Ama ikisinden de vazgeçemiyordum.Sanki biri olmazsa diğeri yıkılacak gibiydi.Birbirinden nefret eden ve birbirinin varlığına tahammül edemeyen bu iki benlikle yalnız kaldığımda çıldıracak gibi oluyor, ağır ağır ruhumu öldürüyordum. Artık yalnız kalmak dayanılmaz olmuştu benim için.Seni göremediğim zamanlar ona gidiyor, onu göremediğim zamanlar sana sığınıyordum.İçimdeki bu birbirinden aykırı iki kadın beni durmadan diplere çekiyordu..
Açlığını duyduğum senin sevgindi, cinsellik değil.. Ne onda, ne başka birinde, nede dünya üzerinde hiçbir yerde olmayan, sadece ruhunun o karanlık, o binbir gizemle dolu bahçesinde gezinirken hissedebildiğim sevgin..


 - Sorardım, senden değil, neden hep kendimden kaçtığımı..
Her yeni ilişkiyle içimdeki boşluğun biraz daha derinleştiğini bildiğim halde bu hayatı neden sürdürdüğümü sorardım kendime.



-Bense seni hep inkar ettim, elimde kalan son sevgiyi, son masumiyeti koruyabilmek için.. 


-Yalnızım. Bunca acı tek bir söze nasıl sığabiliyordu.. Aldım bu sözü dudaklarınızdan kalbimi onunla parçaladım... O söz ki; rengi yarım kalmış aşkların tarifsiz esmerliğine kaçıyordu.O söz ki;sapladıkça kalbimin her parçasına yüzünüzü yeniden çiziyordu... Şimdi içimde binlerce yüz oldunuz.Şimdi içimde binlerce siz oldunuz.Yalnızsınız... Bilseniz ne kadar suçluyum bunun için.Bilseniz ne kadar acı çekiyorum. Çünkü sevgim çekip alamıyor sizi derin ıssızlığınızdan. Oysa ben sizi ,sizden önce gözlerinizdeki o ıssızlıktan dinledim. Sözlerinizden de önce.Benimle ölmeye hazır sesinizden bile önce . Yalnızsınız. Bilseniz ne kadar da çaresizim buna çare olamadığım için... Oysa en çok siz de soluk alıp veriyorsunuz diye sevdim ben yaşamı.Yaşamın ona eklediğiniz yerlerini sevdim en çok. Dokundukça çoğalttığınız sevdikçe çoğaldığınız yerlerini.Bu şehirden her ayrılışınızda arkanızda bıraktıklarınızı topladım birer birer. Oturduğunuz çay bahçelerinden, yürüdüğünüz sokaklardan,ıslandığınız yğmurun damlalarından topladım sizi. Vitrinlerde unuttuğunuz dalgınlığınızı,hiç tanımadığım bir kızın su yeşili gözlerinde bıraktığınız mısralarınızı...Bir bunlara, bir de her adımı söyleyişinizde içimde binlerce çiçek açtıran o büyülü sesinize sarılıp uyuyabildim ancak,düşlerime dar gelentek kişilik yatağımda. Soluğumu Yalnızca sizin için içimde saklıyorken düşlediğim yarınlara,siz nasılda ben hissedemeden soluksuz kaldınız.Asla çözemediğim kurallarıyla beni hep dışına sürükleyen hayata yeniden tutunmaya çalıştığım tek yerin size duyduğum bu derin aşk olduğunu bilmediniz hiç. Kendimi değil sizi seçtiğimi bilmediniz. Artık benim üzerime düş kurmadığınızı bile bile ,alıp beni düşlerinizde yaşattığınız o adaya götürmenizi isteyebilseydim . Bana aşık olmadığınızı bile bile ,orada kalabalıklardan uzak bir aşkı sizinle paylaşabilmek için vazgeçemeyeceğim hiçbir şey olmadığını söyleyebilseydim. İçinde yaşadığım yozluğun bana vaat ettiği geleceği değil, her bir anını size duyduğum derin aşkla, özlemle anlamlandırabileceğim bir haytı tercih ettiğimi. Bütün ömrümü, sizinle paylaşmayı düşlediğim o tek şarkılık tangoyu bekleyerek geçirebileceğimi. Sizi ait olduğunuz çevre için değil,bana ait olmanız için değil,karşılığında beni sevmeniz için değil...Sadece siz olduğunuz için sevdiğimi söyleyebilseydim. Sizi bir başkasıyla yakalamayı istediğiniz mutluluğa engel olmayı istemeyecek kadar çok sevdiğimi. Bir başka aşka tutunarak ıssızlığınızdan sıyrılabilecekseniz eğer; kalbinizde derin bir suçluluk duygusu, pişmanlık ve acıdan başka birşey yaratabilmekten , yalnızlığınıza ilaç olabilmekten aciz, size zarar vermekten bir adım öteye gidemeyen şu deli sevdamın ağırlığını üzerinizden alıp gidebileceğimi söyleseydim. Aşkımı "Bir eflatun ölüm"e sarıp gidebileceğimi. Yalnızsınız . Bilseniz ne kadar suçluyum bunun için. N'olur affedin beni: Böyle büyük bir aşkla severek,size en büyük acımasızlığı ben yapıyorum... Affedin beni. Sevgili.... Yalın seni çok özledim...  






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder