İnsanların mutsuzluklarının en temel nedeni, istekleri ve hayalleri ile yaşadıkları arasında sıkışıp kalmaları sanırım. Bu tıkanmışlığın suçunu pek çok başlık altında toplayabilir insan. Oysa tüm başlıklar kişinin kendini kandırmasından ibarettir. Tüm tıkanmışlıklar; umutlar, beklentiler ve yetersizlikler tek bir nedenledir. Ya özlenen şeyleri gerçekten istemiyoruzdur yada kişiliğimizdeki zaaflar ve zayıflıklar, kendine acımalar tıkanmalara yol açıyordur.Yeterince istenmiş hiç bir hayal eylemsizliğe mahkum edilmez. Değişmek, değiştirmek ve ne istiyorsanız onu başarmak ,yaşamak elinizdedir ve yaşamamakta.
Hiç kimse size düzenin insanı olun demedi.........kendi seçimleriniz ve sonucu; mutsuz, bezgin ve sevgisiz iseniz sorumlusu da sizsiniz. Ne yaradılış, ne başları ne aileleriniz sadece siz. Kendi ile yüzleşememiş, geçici mutluluklarla avunmuş kişilerin kendileri olmasını da bekleyemezsiniz.Çünkü kendi olabilmiş kişiler mutsuzluktan bahsetmezler..Kendi olabilmenin gerçekliği her şeyin üzerine çıkar. Birileri gibi değil,kendi gibi.
Öz
Bu satırlar önünde kendimi çoook çıplak hissettim. Bir tokat gibi çarptı Özüm...
YanıtlaSilAncak yanlış nerede bulabilmiş değilim. Doğduğumuz andan itibaren yanlış-doğru dayatılanları ezberledik... Sürünün bir parçası gibi hareket etmemiz konusunda beyinlerimiz yıkandı... Sevmesek de sever gibi yap dediler, saygı göstermesen de mış gibi yap dediler...Riyakar olmayı öğrettiler. Sürünün kuralları dışına çıktığımız zaman eleştirdiler, suçluluk duygusu yüklediler. Hep onay almamız gerektiğini bellettiler...Bencil olmayı yanlış tanıttılar, öz saygımızla karıştırıp çorba yaptılar... İyi ve erdemli insan olmanın hep verici olmaktan geçtiği gibi yanlış bir yol hatta çıkmaz bir sokak tarifi verdiler.....
Şimdi ise bu çıkmaz sokağın en dibindeyim ve ben bana diyorum ki ''hadi maçan yeterse çık bakalım''.....
Kaybolduğum bir labirentteyim... Üstüm kir, pas, çamur.... Maske üstüne maske....Çıkarttığım her maskenin altından çocukluktan kalma yüzüme yapıştırılmış bir başka maske çıkıyor... Bu maskeleri at at bitmiyor...
Ahtapot gibi ; bir kolundan kurtarıyorum boynumu bu sefer diğeri sarılıyor bir öncekinden daha güçlü olarak...
Soyunmak cesaret istiyor, ama yavaş yavaş ilerleme var sanırım kendi adıma...İhtilal mümkün değil ama başladım kendimce sanırım striptize....:))))
Kendimizi kandırmayanlardan olalım ne isek o...ve sözlerde değil davranışlarda yaşayalım.emek için tşkler
YanıtlaSilinsan herkese kıyabiliyor da kendine kıyamıyor galiba... her hatasının altından çıkacak eksiğinden korkuyor, her maskeden sonra biraz daha savunmasız biraz daha yalnız kalacağını sanıyor oysa hafifleyeceği ve kendi olabileceği hiç gelmiyor aklına...
YanıtlaSil