O sihirli Homeros alacakaranlığında
geçerek tapınağın kırmızı kulesini
Ben hiç kadın kralsı hurda gemi
koşuşturuyoruz o eflatun lambaya
fahişenin cılız K’in müziğine.
Önümde duruyor o aydınlık ahırda

taşıyarak yeşim taşı kıymıklarını
ırzın yaralı signaculumu sessiz
gözler gözler siyah o plagal Doğu’ya dek
çözecek uzun gecenin deyimini.
Sonra, bir parşömen tomarı gibi, katlanmış,
ve o kadın çözülüşünün şaşaası büyür
bende, Habbakuk, bütün günahkârların pisliği.
Schopenhauer öldü, bırakır
elinden lavtasını fahişe.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder