Soneler





kararlarımı verirken ben, yıldızlara danışmam
oysa kendime göre anlarım yıldız falından
senin gözlerine bakarım geleceği görmek için

seni görmedikten sonra, her gün benim için gece
gecelerse parlak gün, rüyalar seni bana gösterince

düşün ki, insan ne kadar savursa varını yoğunu
dünyada kalır harcadığı; yalnızca el değiştirir
ama boşa harcanan güzelliğin dünyada gelir sonu
kullanmadan saklamakla onu, kullanan yok etmiştir

zavallı beni terk etmen için yasaların* gücü arkanda
oysa beni sevmen için bir neden gelmiyor aklıma

aslında, yaşayan kuşaklar yeniler yaşamı yenilerse
zamanın fırçası ya da elimdeki toy kalemse
ne iç güzelliğinle ne de dış gösterişinle
sen gibi yaşatabilir seni insanların gözünde
kendine saklama ki kendini, sürdüresin varlığını
kendi canım hünerinle çizesin kendi yaşamını

bu rüya sürdükçe mutluluktu sahip olmak sana
uykumda kraldım; oysa bir hiçim uyandığımda

doğruya renk gerekmez, onun rengi kendindendir
güzellik fırça istemez kendi resmini çizmeye
katıksız olursa ancak, mükemmel hep mükemmeldir

işte sonsuz aşk, aşkın hep yepyeni kalan kılıfında
ne kaçınılmaz sanılan kırışıklardan pay alır
ne tozlanır ya da yıpranır bundan böyle yıllarla
geçmiş artık sonsuza dek onun buyruğundadır
aşk ilk nerde doğmuşsa, orda yaşar hep değişmeden
zamanla ölür sansa da, görünüşe bakıp karar veren

öyle kutsal bir kişisin ki, çok zor değerini bilmek
varlığın coşku verir çünkü, yokluğunsa umut demek 

kötü diye bilinmekten iyidir bence, kötü olmak
olmasak da, kötü muamelesi görüyorsak her yerde
üstelik mümkün de olmaz şöyle keyfince yaşamak
başkası kötü görecektir çünkü, kendimiz görmesek de

sana hizmettir yazın işi, sana sunar neşesini
sen yoksan eğer, dili açılmaz kuşların bile

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder