Boethius
Adamın biri karşısındakine ağzına geldiği gibi küfrediyordu; çünkü küfrettiği adam erdemli davrandığı için değil de, şan şöhret kazanıp caka satmak istediği için kendisine "filozof" sıfatını yakıştırmıştı. Küfürler savururken bir yandan da karşısındakinin filozof olup olmadığını; ancak ettiği bu hakaretlere hiç istifini bozmadan sabırla katlanabilirse anlayacağını belirtiyordu. Sözde filozof bir süre sabretti ve küstahça sözlere hiç tepki göstermedi; ama çok geçmeden alaycı bir ifade takınarak şöyle dedi: "Artık bir filozof olduğumu anlamışsındır herhalde!" Bunun üzerine adam çok daha ukala bir tavırla "Emin ol anlardım; tabi sessizliğini korumuş olsaydın!"
Özgür İrade
Tanrı bütün açıklığıyla her şeyi önceden görüyorsa ve öngörünün gördüğü her şey olmak zorundaysa, insan elde etmek istediğini seçmekte nasıl özgür olabilir? İnsanın başına gelecek olayların sonuçları insanın kendi seçimlerine bağlıysa, belirsiz ve zorunluluğa bağlı olmaksızın olmalıdır. Bu durumda, Tanrı bunları nasıl bilebilir? Ama her şeyin kayıtsız şartsız nedeni olan Tanrı için belirsiz olabilecek hiçbir şey yoksa, onun olacağını bildiği her şey mutlaka olmak durumundadır.
İnsan özgürce seçim yapamıyorsa, iyilere verilecek ödüller ve kötülere verilecek cezalar söz konusu olmayacak, kötü ya da erdem anlamını yitirecektir. Bu durumda, kötülük Tanrı tarafından belirlendiğine göre, ondan Tanrı sorumlu tutulacaktır. Ayrıca her şey Tanrının değiştirilemez önbilgisiyle belirlendiğine göre, isteklerimizi gerçekleştirebileceğimizi umarak Tanrıya ettiğimiz duaların da bir anlamı kalmayacaktır.
Kader
Kader mutluluk maskesi takıp kulağımıza güzel sözler söylediğinde, bilin ki her zaman yalan söyler. Oysa değişip dönekliğini sergilediğinde her zaman dürüst davranır. Birinci görünümünde aldatır; ikinci görünümünde öğretir. İlk yüzüyle sahte iyiliklerin aldatıcılığına sığınıp onlardan yararlanmaya kalkan zihinleri sıkıca bağlar; ikinci yüzüyle, mutluluğun gelip geçici olduğunu kanıtlayarak bu bağı çözer. Kaderin ilk halindeyken övünüp şişindiğine tanık olursun, güvenilmezliğine ve kendini hiç tanımadığına; ikinci halindeyken ayıklığını görürsün, güvenilirliğini ve bizzat belayı yaşamış olduğundan, bilgeliğini. Sonuçta, kader mutlu yüzünü takındığında, insanlara tatlı sözlerle yanaşıp gerçek iyilikten saptırır; kötü olduğunda ise çoğu kez kancasını takıp çeker ve gerçek iyiye döndürür.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder