Markiz








Kendi kendimize itiraf edemediğimizden daha fazlasını biliyoruz. Tek yapmamız gereken dikkatle bakmak. Her şey hem de en gili şeyler açıkça ortada. Fakat biz gördüğümüze katlanamıyoruz. Bize durmaksızın hakikati fısıldayan, içimizdeki o en zayıf ses, aynı zamanda en berrak olanı.Ama biz onu duymamayı yeğliyoruz.Hakikat çok keskin bilenmiş bir bıçak.


(Marki de Sade nin Evliliği)

İyilik Neye Yarar?




1.
İyilik neye yarar,
Öldürülürse iyiler çarçabuk,
ya da iyilik görenler?
Özgürlük neye yarar,
yaşarsa bir arada
özgürlerle tutsaklar?
Akılsız olmak madem ekmek sağlar herkese,
akıl neye yarar?
2.
İyi insan olacağınıza,
öyle bir yere götürün ki dünyayı,
iyilik beklenmesin!
Özgür insan olacağınıza,
öyle bir yere götürün ki dünyayı,
kavuşsun özgürlüğe herkes,
özgürlük sevgisi geçersiz olsun!
Akıllı insan olacağınıza,
öyle bir yere götürün ki dünyayı,
akılsızlık zararlı olsun!

Yüzler




Binlerce türlü anlatımı olan derin yüzler gördüm,
Kayaya yapışıp kalmış, tek anlamlı, tekdüze yüzleri de…
Parlaklığı içinde renkli güzellikler ışıyan yüzler gördüm,
Parlak görüntülerin içinde saklanan iğrenç yüzleri de…
Yüzeyine her şeyin işlendiği yalın, taze yüzler gördüm,
Kırışıklarla dolu, ama içi boş, anlamsız yüzleri de…
İyi tanırım bütün yüzleri bu yüzden, çok iyi anlarım;
Çünkü kendi gözümün doğal dokusundan bakarım onlara,
Görürüm aradıkça, ardında sakladıkları gerçeklikleri de…

ÜÇ GİZEMLİ SÖZCÜK


‘Gelecek’ sözcüğü ağzımdan çıktığında,
İlk hecesiyle anında tarih olur. 

‘Sessizlik’ sözcüğü ağzımdan çıktığında,
Yok ederim sessizliği.

‘Hiç’ sözcüğü ağzımdan çıktığında,
Hiç kimsenin kavramayacağı bir şey yaratırım.

Metamorfoz Hayatlar







Bana çok zor insan diyorlar, kendime bakıyorum tepeden, olabildiğince çıplak ben zor biri miyim? Tüm bildiklerimi, inandıklarımı ve inanmadıklarımı bir kez daha sorguluyorum tüm içtenliğimle. Kendimce bir yolum var; içinde tüm insanların dillerinden düşürmedikleri sevgi sözcükleri ve eylemleri, bilgelerin sözleri, acılar ve, umutlar; dürüstlük var, kompleksler var, vermek ve  almak var dostluk var heplik ve hiçlik var. Salt kendini bilmek adına inandığım gerçekler gibi olduğum gibi olmak var, biraz deli biraz çocuk, çokça eleştiriyel, biraz pervasız , fazla dürüst, yanlız ve çok fazla Don Kişot. Evet en iyi tanım bu olur sanırım benim için.Yel değerimenlerine karşı düşe kalka savaşan bir ütopya gezgini, mavi bir kelebek, belki bir kımıl zararlısı.

Bir kelebek aynı zamanda bir kımıl zararlısına dönüşebilir mi?.Algılarımız ve inanmak istediklerimiz herkesi, herşeyi yine her şeye  dönüştürebiliyor.

Yaftalıyorlar umarsızca. Birileri ile tanışıyorsunuz tam da isyanınızın tavan yaptığı " ne olur birileri de beni anlasın, seveyim sevsin, yel değirmenlerine karşı birlikte savaşalım" dediğiniz noktada. Dizinizin yaraları henüz geçmemişken ve bu yaraları daha çok kanatmak isterken. Bir yanınız o elleri tutmak istiyor, içiniz umutlu, bir yanınız  temkinli "Deliyim, yüreğim elimde gezerim size zor gelir, incinirim ve incitirim kaldıramazsınız" diyorsunuz tüm dürüstlüğünüzle. Olsun diyorlar ne isen ol biz seni seviyoruz ve yanındayız.

Mucize! bu olabilir mi? Birlikte yürüyebileceğiniz anlayacağınız , sizi anlayacakları seveceğiniz düştüğünüzde kaldıracak,onaracak, geliştirecek kızdığında söyleyecek, tartısıp sevgiyle sarılacağınız ilerlerken ilerletebilecek sevgiyle emekle büyütecek kozalarından çıkacak kelebekler olabilir miyiz?
Tüm toplumsal dayatmalara, engellemelere içimizdeki gelgitlere inat birlikte yürüyebilir miyiz?

Delilik yada farklı olmak (siz koyun adını), sanırım ilk önceleri başkalarına çok cazip geliyor. 

Şuraya gitmek ister misin? Bunu yiyelim mi? Sence bu yoldan gitmek doğru mu? falan yazının falan bölümüne bunu koyalım  mı?.......sevgiyle bildiğince kendince cevaplıyorsun. Kararı sana bırakıyorlar, diyorsun ki önemsiyorlar, bunu öyle büyük çoskuyla yapıyorsun ki..aklına en ufak bir fesatlık gelmiyor, futursuzca bişeyler kotarıyorsun. Görsünler, bilsinler, hissetsinler istiyorsun. Size soruyorlar, kararınızı ve uyguluyorlar sorun yok sanıyorsunuz, biraz safca. Delisiniz çünkü, bir gün bunların " bizi yönetiyorsun" olarak kurşun gibi size yöneleceğini düşünmüyorsunuz bile..

Yola inanıyorsun, birlikte yürüyelim istiyorsun istiyorlar,. coştukca coşuyorsun. "Körün istediği bir göz alllah verdi iki göz.." İstiyorsun ki herkes ne ise o olsun. Canların da kendi farklılıklarını özelliklerini keşfetsin. Sen kötü ol yeter ki görsünler. "Yolun olurunu olmazlarını bilmek gerek kendini bilmek zordur", diyorsun; canlar anlayacaklardır eminsin; onlar anladıkca sende seni anlayacaksın. Birlikte gecirdiğiniz her an bin mutluluk, her güzel gün bin umut; her sevgiyle kuşanmış çember bin yürek senin için. İçindeki çocuk bir liman buldu; sıcacık,anaç saf sevgi dolu. Dışındaki deli ise bir yürek buldu cömert, verici; güven dolu.

Ama yol zor ve çetin, yolu adımlıyorsun, adımlarken tek dayanağın canların; destek olacaklar, anlayacaklar, dürüstce paylaşacaklar, yürekleri ellerinde içtenlikle. sivriliklerini tüm uyumsuzluklarını sevgileri ile yok edecekler. İnanmışsın düştüğünde, kızdığında sana el uzatacaklar. senin uzattığın gibi. Kırılsalar da nedenlerini bilecekler şevkatle onaracaklar, gelştirecekler seni ve bizi. Bu bir ütopya! niye olmasın?

Öyle olmuyor...Bir üç beş..diyorsunuz ki neredesin? yoksun"" yanımda olacaktın. İçin acıyor ,yanılmış olabilmeyi kabul edemiyorsun bir türlü.. deliler kolay vaz geçemiyorlar çünkü. Gözündeki yaşı gururla bastırarak biraz güçlü "elin nerede diyorsun" karşındakine ; yüreğin nereye gitti?...cevap yok.......Biraz kızgın sert bir kez daha ağlayarak bin kez daha...cevap yok.. Olsun diyorsun, olsun yine de ben seveceğim.... Binbirinci kez soruyorsun cevabını ve aşalanmayı göze alarak.Tüm yargıları hakaretleri göze aldın. Çünkü yolun bir, sevgi sözcüklerine inanırsın.

Her sevgi adımın da aşağılanma ile karsılaşıyorsun artık..sen yaklaştıkça duvarlar biraz daha kalınlaşıyor. Anlayamıyorsun.. için oyuluyor acıdan..Bin kez sevgiyle binbir kez öfkeyle kendine ve karşındakine bize ne yaptığını haykırıyorsun. Öfken bile sevginden..hani anlayacaktın hani sevecektin?hani aynaydık, hani konuşabilecektik: Bu deli bir bez parçası mı yakıp atasın?

Yel değirmenleri ile savaşmaya alışık tarafın ortaya çıkıyor. Her saldırıda biraz daha savunma ve her savunmanın ardında bu sefer konuşacagız, bu sefer paylaşacagız bu sefer.. bu sefer bu sefer.. Her türlü yöntem deneniyor üstünde ve sen her türlü savunmayı gerçek kılıyorsun içindeki o safca şimdi anlaşılacagım umudu ile..  delice bir bardak daha yere atıyorsun ... beni anla çığlığı ile.

"Haddini bil" diyorlar birileri.Çığlığın büyüyor "Bizim kağıttan bir evimiz vardı, evet kabul biz bu evi ışıktan bir ev yapmak için yola çıkmıştık, ama sen çok zorladın. Biz bu evin içinde kendimizi kandırarak; mutlu yaşıyorduk..Senin yaptıkların bini aştı..Evimizi sallıyorsun, kendimizi kandırmak daha kolay.Seni istemiyoruz, yöntemlerin yanlış. Biz seni bu eve aldık, ama gördük ki çok yüz vermişiz, tepemize cıktın. Yordun .Biz kendi içimizi görmek farklı ve mutlu yaşamak istemiyoruz; seni sevdik buna sevgi diyoruz ,çünkü seni hiç incitmedik???"  Kendini kandırmak daha kolay ve aslında zaten biz böyle harikayız ,kötü sensin zorsun ,çokça delisin ......Biz hiç bişey yapmadık; sen hep hep zorladın, saldırdın ....Zaten büyüklerimiz bu kağıttan evimizde senin için bizi uyardı ,hiç sevmedik ne zor biri dediler. "Uzak durun" dediler ve hep dediler dinlemedik, ama dinlemeliymişiz.Seni hiç tanımasalar da bak bilmişler. Her şeyin suçlusu sensin, üstelik başka insanların ilişkilerini de bozuyorsun git....... bir türlü kağıttan evin insanları gibi olamadın.. sus dedik oyna dedik.. suyumuza git, çıkarına bak dedik..Tüm toplumdaki kağıttan evlerin insanları böyle yapar, böyle yaşar .Sen bir kımıl zararlısısın. Kendimizi görmek istemiyoruz, seni anlamak sevmek gibi bir derdimiz yok...Sen başlı başına arızasın git...."

Hala inanmak istemezsin; bağırırsın bende incindim,bin kez acı ile yıkandım gözümde yaş kalmadı ama binbirinci kez yine sarıldım, sevgimdendi,güvenmek istedim, anlaşılmak istedim ,istediğiniz gibi olamadım, olamazdım, ama sizleri çok sevdim; deli de olsam bende bir insanım. Hani bir yoldaydık;.Duymazlar ! Kendilerini görmek okadar çok incitecektir ki insanı ........... suçlamak çok daha kolaydır..

Bir deli bile bazen yorulur..en çok anlaşılamamaktan yorulur, omuzları çöker, kılıcı düşer, aslında hiç sevilmemiş hiç anlaşılamamış olmanın gerçeği ile yüzleşir. Haddi bildirilmiştir, artık bilecektir. Kalkar, kendisi ile yüzleşir, yöntemlerini sorgular ; neyi neden yaptığı ile yüzleşir. Kendine kızar, kendini yargılar. Çok öfkelenir, kendi deliliğine ..Kendi acılarını iyice kanatır, kabuk bağlasın istemez.... acılarını sever, yaralarını öper, canlarını ise daha bir çok sever. bilir ki asla bu toplumun yontmaya çalıştığı biri olamayacaktır.

Başkaları için o zor biridir,manyaktır, egosu öyle yüksektir ki kendini bile görmemektedir. Sevgi adına sığınıp hoş görememiş, eleştirmiş; kişileri kendince gelişsin diye dürtüklemiş ,ama kendini tatmin etmiştir, Kişilerin arasını bozmuştur. Öyle tehlikeli birdir ki, rivayete göre gizli güçleri vardır; kişileri etki altına alır, kulanır, sömürür ve hepsini sevgi adına yapar. Tüm göz yaşları sahtedir. İnsan bile olmadığından kuşkulanılmaktadır. Tüm amacı, yönetmektir. içinde sevgiden anlayıştan erdemden eser yoktur; negatif bir robot oldugundan bile şüphelenilebilinir. Kibirlidir, enerjisi öyle bir enerjidir ki insanı ezer. Sevgiden duygudan eseryoktur. Görüldüğü yerde, diğer insanların görmek istemedikleri taraflarını gösterdiği için vurulmalıdır.

Deli bunları bilir,sezer, güler içi kanarken o güler......... ayağa kalkar... yola devam eder...........Bir sonraki yel değirmenine. Kah bir kelebek, çokça kımıl zararlısı sıfatı ile ama inadığı gibi sevgiyle, tüm onu öldürmeye çalışan canları ile birlikte.

ÖZCE